İnsanı yaratan ve yaratmakla bırakmayıp ona yön gösteren Allah (c.c), her dönemde beşeriyete kumanda olacak seçilmiş şahsiyetler var etmiştir.Bu seçilmişlerin görevi; Allah'tan aldıklarını kullarına iletmekle beraber yeryüzünde hükmullah vuku buluncaya kadar çalışmak, cihad etmek ve mes'ul olduğu topluma her konuda örnek-model olmaktır."İbrahim ve onunla birlikte olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır." ayeti ile anlıyoruz ki; Allah (c.c)'ın yeryüzüne müdahale olarak gönderdiği her bir peygamber, ümmet için üstün kabiliyetler ile özel olarak yaratılmış seçkin insanlardandır. Beşeriyete gönderilen bunca peygamber arasından da İbrahim a.s.'ın adının özel olarak Rabbimiz tarafından zikredilmesi; Hz.ibrahim’in örnekliğinin daha bir başka olduğunu gösterir.
Hz.İbrahimin hayatı incelendiğinde; hayatının her safhasının Rabbimizden gelen imtihanlarla dolu olduğunu görürüz.Ve bu imtihanlarını tevekkül, teslimiyet, kamil-i iman ile atlattığını da..Çocuk yaşta put satıcısı olan babası ile imtihanı, Allah ile aralarına putları aracı koyan kavmi ile imtihanı, Hanımı haceri ilahi vahiy doğrultusunda çöle bırakmakla olan imtihanı, oğlu İsmailin sevgisine karşı olan imtihanı, Hakkı konuştuğu için sistem (Nemrut) ile imtihanı...Her insan (çocuk, genç,baba oğul) kendisine göre bir ibret çıkarabilir İbrahim’in hayatından.."İbrahim e selam olsun" (Saffat 109) Örnek alınması gereken şahsiyetlerde örnek alınacak nokta, kişinin hastalığına göre değişir.Allah sevgisinin üstüne başka sevgileri çıkaranlar ve aşkı katledenler İbrahim a.s.ın oğlunu kesme hadisesinden ders çıkarması gerekirken, küfür sisteminde yaşayan bir insanın da putlara LA baltası ile meydan okuması hadisesini örnek alması gerekir.Şayet örnek alınması gereken husus yanlış tespit edilirse, hastalıklar tedavi edilemez, hastalıklı kalpler de sıhhat bulamaz.Bugün içinde bulunduğumuz toplumu değerlendirecek olursak; en büyük hastalık olarak LA dememiz gereken noktalara LA diyemememizi buluruz.İşte bugün ümmetin buhranlar içinde yaşadığı, zilleti izzete tercih ettiği, kimilerin Firavunlaştığı kimilerinin de Firavunlara kulluk ettiği şu dönemde ümmetin örnek alması gereken en önemli husus elbette ki İbrahim ve İbrahimle aynı davayı güdenlerin küfre indirdiği La baltası hadisesi olmalıdır.
Bütün peygamberler sadece Allahtan aldıklarını insanlara bir postacı gibi iletmekle görevlendirilmedi.Aynı zamanda Allah c.c. peygamberler ile bizlere Rabbani Hareket Metodunu öğretti.Bu Rabbani Metodun ilk merhalesi insanların ahlakını güzelleştirmek değildi, milliyetçiliği kaldırmak da değildi, ibadet alışkanlığı kazandırmak da değildi.Bu Rabbani Hareketin ilk prensibi ve öğretisi Allah ile yönetilmeyen ve Allahın razı olmadığı tüm sistemlere LA demek, otoriteyi yalnız Allah'a hasretmekti.Nitekim peygamberlerin elçi olarak gönderildiği toplumlar da Allah'ı inkar etmiyordu.Allah c.c. hayat kitabımız olan Kur'anda şöyle buyurmaktadır: "Andolsun ki onlar o gökleri ve yeri kim yarattı?O güneşi, ayı kim musahhar kıldı? diye sorarsan mutlaka 'Allah' diyecekler.Öyleyse nasıl olup Tevhidden çevriliyorlar?(Ankebut 61) Başka bir ayette : "Kendilerini kimin yarattığını onlara (müşriklere) sorsan elbette 'Allah' derler.Öyleyse nasıl olup da (tevhidden) çevriliyorlar?"(Zuhruf 87) buyurmuştur.Ayetlerden de anlaşıldığı üzere yeryüzüne müdahale edilen nokta Allah inancını yerleştirmekten de öte hakimiyeti-yönetimi Allah'a vermek, vahyi anayasa kabul etmektir.Allah'ın kullara gösterdiği metot aynı olduğundan dolayı gelen bütün peygamberlerin mesajı müşterektir..
Araf süresinde Allah c.c. peygamberleri peş peşe sayar ve her bir peygamberin kavmine ilettiği mesajı bize bildirir. "Ey kavmim!Allah'a kulluk edin.O'ndan başka bir ilahınız da yoktur." (Araf 59) (Araf 65) (Araf 73) (Araf 85) İtikadın saf, duru, tertemiz olması gerekliydi ve şirkin tüm dikenlerinden temizlenmesi lazımdı ..Bu da ilk olarak kalbi ve zihni temizlemek ve tevhide müsait hale getirmek ile olurdu.Nasıl ki diken ve taşlarla dolu olan tarladan çarpık ürünler elde edilirse, kirli kalbe atılan itikat tohumundan da çarpık ibadetler ve çarpık hayat tarzı elde edilir.İşte bunun için ilk öğretilmek istenen mesaj, yerleştirilmek istenen şuur LA idi.Kalplere İLLALLAH TOHUMUNUN atılması için öncelikle LA İLAHE ile temizlenmesi gerekirdi…
Yeryüzündeki dinsiz ve düzmece düzenlere LA..İnsanlara bir afyon gibi yutturulan dinsiz ideolojilere LA..Yeryüzünde ilahlık taslayan, aciz olduğu halde acziyetini unutup insanları kendine köle eden sahte ilahlara LA.İbrahimin karşısında duran Nemrud'a, Musanın mücadele ettiği Firavuna, Peygamberimiz s.a.v'in tebliğine engel olan Ebu Cehil'e, Muğire'ye ve bugün islami hareketlerin önünde Firavun kesilen diktatörlere LA...
"İslam yeryüzünde Allah'ın değişmez binasıdır.Her binanın bir kapısı ve bu kapının da bir miftahı vardır.İslam binasını açan miftah sadece Kelime-i Tevhiddir.Kelime-i Tevhidin miftahı da başındaki LA'dır.LA kurtuluş kapısını açan bir miftahtır.Tevhidin ilk parçası, ENBİYALARIN BALTASI, küfür ile iman arasındaki itikat bekçisi LA'dır.Çünkü LA; yeryüzündeki tüm sahte ilahların, kanun koyucuların, nizam belirleyicilerinin beynine ve hayatına inen eskimez, paslanmaz, değişmez Rahmani bir baltadır.LA; islam ile çatışan kanun, emir, prensip ve hükümlerin başına inen bir rahmet baltasıdır." ( LA - MUSTAFA ÇELİK C.1 SH.15)
LA kaidesi ile hareket etmeyen, küfrü ve tağutu reddetmeyen, ılımlı olmak adına Allah'ın gazap ile baktıklarına vahyin gösterdiği şekilde bakmayan her eğitim sistemi dini yaşayışında ve itikadında nakıslık bulunan insanlar meydana getirecek, küfre karşı taş gibi fertler yetiştiremeyecektir.Böyle eğitimlerin oluşturduğu toplumlar da hiçbir zaman zalime 'zalim' diyemeyecek ve bu metod, doğru olan metodun da önünde perde olacaklardır.Peygamber s.a.v'in yanında yetişen cesaretli, izzetli ve şecaat duygusuna sahip olan ashab, nebevi eğitimden geçerken ilk olarak LA'yı öğrendi.Musa a.s. da aldığı on emir ile kavmine ilk olarak LA'yı öğretti.Hz.İbrahimin de Allah c.c. daha çocuk yaşta temeline LA'yı yerleştirdi.
Bütün bunlar gösterir ki; hangi mekan ve zaman olursa olsun İslami hareketin üzerinde en çok durması gereken nokta TEVHİD olmalıdır.Ahlak, ibadet, cihad gibi konular hiç bir zaman tevhidden öne geçirilmemelidir.Tevhid anlatılmadan evvel sadece cihad şuuru verilirse; o eğitim mücahid yerine anarşist yetiştirir.Tevhid anlatılmadan evvel sadece ibadet ruhu verilmeye çalışılırsa; o eğitim ibadette uzun soluklu insanlar yetiştiremez.Tevhid anlatılmadan evvel ahlak anlatılırsa; güzel ahlakın gereği olan tağutu red öğretilemez ve bu tür eğitimden zalime karşı koyun gibi (sessiz) insanlar türer.Bugün müslümanların ihmal ettiği metod-strateji mevzusu yeniden gündeme getirilmeli ve değişmez metod olan tevhid en çok konuşulması gereken konu olmalıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder