İmtihanlar ve Tutumlar

İnsanın varlık amacını kulluk olarak tayin eden, bu amaca doğru ilerlemesini kolaylaştıracak yolları göstermekle beraber yolda karşılaşılacak zorluklar ve imtihanları da haber veren Allah (c.c) , “Şüphesiz; biz insanı zorluk içerisinde yarattık”[1]  buyurmuştur. Bu nedenledir ki bebeğin doğum esnasında zorlanma ve sıkışmaları kemiklerini kuvvetlendirir, karşılaşacağı hastalıklara karşı korunabilmesi için bağışıklık sistemini güçlendirir. En narin yaratılan kelebeğin dahi kozadan çıkma esnasındaki şiddeti yüksek olan sıkışma, kanatlarına can suyunun gitmesi ve hayat bulması içindir. Bu sıkışmalar ve zorlanmalar olmasa, kanatlar bir işe yaramaz.

Allah’ın yarattıklarını zorluk içerisinde yaratması ve bu zorlukların onlara rahmet olarak dönmesi bizlere bir mesaj vermektedir. Denilebilir ki; her zorluk insanın direncini arttırır, her meşakkat bileğini/yüreğini kuvvetlendirir, her imtihan insanı güçlendirir.

İmtihanlar, bazı insanların derecelerinin yükselmesi için sunulan bir lütf-u ilahi iken, bazı insanların da günahlarının sonucunda elleriyle kazandıklarıdır. Bazı insanların Rabbi katındaki derecesini yükseltirken, bazı insanların derecesini  alçaltır. İmtihanlar, bazı insanların günahlarını dökerken, bazılarının isyanını arttırır. Bazılarına tedavi niteliğinde bir ilaç iken, bazılarını da başka günahlara sevk eden bir kapıdır. İmtihanlar, hem hastalığı teşhis, hem de o hastalığı tedavidir. İmtihanlar, geçmişin hesabını yapmak ve geleceğe dair yeni kararlar almak için bir fırsattır.

Çürüğü sağlamdan ayırma/eleme projesi, olgun olmayanı olgunlaştıran/kemale erdiren  eğitim sistemi, kulu Rabbine yaklaştıran bir vasıta, günahkarı masiyetten arındıran bir temizlik operasyonu, mümin için ise bir refika-i hayat[2]tır imtihan…….

Başarısına göre sınanan talebe gibi imanının derecesine göre sınanır insanoğlu bu imtihan dünyasında… Derecesi yüksek olana yüksek, düşük olana düşük imtihanlar verilir. İmanı sağlam olanın imanı nispetindedir imtihanı…Ulul Azim peygamberlerini dahi, diğer peygamberlerden farklı kılan, imtihanlarının zor olması idi.Bu durum bize gösterir ki; imtihanlarımız, bizleri imani noktada muhasebeye çağıran davetçilerdir. Zorlu dönemlerden geçen sahabe, bu bilincin farkında olarak kendilerine gelen imtihanları, Allahın onları kaile almasının bir işareti olarak görüyor, imtihan gelmediği günler üzülüyorlardı…

Üstad Seyyid Kutub’unda dediği gibi “Musibetler, fitneler kulun sahip olduğu imanın miktarını ortaya çıkaran denemelerdir. Bu denemeler müminin azminin bilenmesi ve imanının artıp gelişmesi için kaçınılmaz şeylerdir.”

 “And olsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.”[3] Ayeti kerime, bugün karşımıza çıkan imtihan türlerini kısımlandırmıştır. Kimin hangi yönü zayıf ise imtihan o noktadan gelir. Kimin kalbinde hangi maraz varsa Allah o noktadan insanı sınar ki hastalığının farkına varsın ve kendindeki eksik yönü kuvvetlendirsin… Bu bağlamda diyebiliriz ki;  imtihanlar, Allah’ın kuluna zaaflarını fark ettirmesi ve tedaviye yönlendirmesidir.

İmtihanlar, el açmayı unutmuş gönülleri tekrar duaya davet eden bir münadi, namazı unutanları tekrar namaza çağıran bir ezandır.Çünkü insanoğlu başı dara düşünce, imtihanlarda boğulunca Rabbini hatırlar. “Denizde size zarar (boğulma korkusu) dokunduğu vakit, O’ndan (Allah’dan)başka yalvarmakta olduklarınız (hatırınızdan) kaybolup gider. Fakat, sizi karaya(çıkarmakla) kurtarınca da (O’na itâatten) yüz çevirirsiniz. Zâten insan çok nankördür.[4]

Dünya ehli dünya ile imtihan olunurken, İslam’a davet eden hizmet ehli Müslümanlar bugün birbirleriyle imtihan olunmaktadırlar. 
Hizmet adamına yaklaşırken  dünya ile imtihanında başarı payı bulamayan şeytan, Allah için beraber hizmet ettiği davadaşları ile arasını açarak kendisine kapı bulur. Özellikle cemaat çalışmalarında bu daha sık görülmektedir. Her bir insanın ayrı bir karakter, ayrı bir kimlik olduğu cemaat ortamında, şeytan; karakter uyuşmazlığı, değer yargılarındaki farklılık, meselelere bakış açısındaki çeşitlilik ve esnek konulardaki fikir ihtilafını kullanır imtihan malzemesi olarak… İslamı hakim kılma gayesinden ziyade benliğini ve kendi doğrularını ön plana çıkarma duygusu ağır basan kişiler her zaman imtihan olmuştur ihlasla bu davaya girenlere… Sert üslupla muhatabını yola getirmeye çalışanlar, muhatabını yaptığı yanlışlar nedeniyle gözden çıkaranlar gönüller kazanmak yerine, bir imtihan olup gönüller yıkmışlardır.

Davadaşının bir yan bakışına aldanıp da davaya küsenler de hep imtihanı kaybeden taraf olmuşlardır.

Müminleri kardeşlik imtihanından geçiren Rabbimiz, imtihan olunan müslümana karşı nasıl davranılması gerektiğini Peygamberin siretinde bizlere model olarak sunmuştur. Özrü olmadığı halde Tebük seferinden geri kalan Ka’b b. Malik ve arkadaşlarına konuşma cezası verildi. Bu ceza ashaptan hiç kimseye, Ka’b b. Malik’e karşı sorgulama ve küfretme yetkisi vermedi. Ashab, kendileri imtihan olunuyormuş gibi kardeşleri için dua etti. Bugün de imtihan evresinde olan kardeşlerimize tutumumuz bu olmalıdır. Geri dönüldüğünde yüzüne bakamayacağımız sözler sarf etmek yerine, imtihanlarını atlatmaları için duaya kalkmalı geride kalanların elleri… İmtihan sürecinde düşene bir tokat da biz atmamalıyız. Düşenin sırtına binip de kendini yükseltmeye çalışanlara ise yok bir kelamım…….

Bu yazımızda âcizane de olsa imtihanın hikmeti ve müslümanların imtihanda olan kardeşlerine karşı vazifesini ele aldık. “İmtihanda Olan Müminin Takınması Gereken Tavır” konulu bir sonraki yazımızda buluşmak duası ile …….


[1] Beled / 4
[2] Hayat Arkadaşı
[3] Bakara 155
[4] İsra 67

Yorumlar