KENDİNİ DEĞİŞTİRMEK


NEFSİNİ DEĞİŞTİREMEYENLER ALEMLERİ DEĞİŞTİREMEZLER

Namazdan, oruçtan, infaktan hatta iman etmekten dahi daha zor meseledir bu... Fikrini, zikrini, kelamını değiştirmekten daha zor bir meseledir bu...En zor şartlar altında çalışan bir işçinin hiç zorlanmadığı kadar zorlandığı bir iştir bu...En çözülmez problemleri dahi çözecek kadar zeki olan insanların dahi zorlandığı bir meseledir bu...Herkese söz geçirme kudretine sahip olan hükümdarların dahi aciz kalıp söz geçiremediği bir meseledir bu... Kolay değil, ömrü değiştirmek, alışkanlıklarını değiştirmek, düzenini değiştirmek, "HAYATINI DEĞİŞTİRMEK"tir  bu...

Can çıkar, huy çıkmaz atasözleri ile büyütülerek hep mazeretlerimizin arkasına sığındırdık imanımızı.. "Ama"lar ile görmedik kusurumuzu, zaafımızı, eksiğimizi...İmanımızı, takvamızı kurban olarak sunduk zaaflarımıza... Değişmek istemeyen yönlerimize her zaman bir kılıf bulduk, kalbimizi de attık kılıfların arkasına..
Direndik!
Kafire karşı direnmesi gereken nefislerimiz, değişmemek için direndi. Vahyin huzur çağrısına tıkadık kulaklarımızı, şahid kılındığımız olaylara kör ettik gözlerimizi, kirlerden arındırmak yerine kir üzerine kir ekleyerek kirlettik kalplerimizi...
Şikayetlendik!
Hakikatte nefislerimizden ve şeytani vesveselerden şikayetlenmemiz gerekirken, O'nun (c.c) yolunda önümüze çıkan küçük engellerden şikayetlendik. Sonrasında gülerek anlatacağımız basit engellere takıldık. Kardeşliğin kitabını biz yazacakken, cahiliyye hayatı yaşayanları bağrımıza bastık, ama Müslüman kardeşimizin bakışına takıldık.
Yakındık!
Boş ve maleyani ile geçen saatlerimize yakınmaz iken Onun yolunda yoğun olduğumuz saatlere, yoğunluktan dolayı vakit darlığına yakındık. Yakınmamız gereken bir çok kalbi hastalığımız var iken , biz kalbimize girmeye çalışan kardeşlerimizden yakındık.
Ağladık!
Mazlumlara ağlaması gereken gözlerimiz, arzularımıza ağladı, dünyaya ağladı, boş sevdalara ağladı, ulaşamadığımız ideallere ağladı... Allah yolunda akıtılsa nur olacak olan yaşlarımızı, boş şeylere dökerek israf  ettik..İsraf ettik yaşlarımızı, gözyaşlarımızı ...

Kendini değiştirmek demek, çevreni, sevdiklerini/sevmediklerini, dostunu/düşmanını, güldüğün/ağladığın meseleleri, değer yargılarını değiştirmek demektir. Ömrünü, yıllarını, günlerini hatta 24 saatini değiştirmek demektir. Cahiliyyeden medeniyete tebdil, masiyetten nezakete hicret demektir. Allah için bir beldeden başka bir beldeye giden gibi, Allah için bir masiyetten hayra kaçana da "muhacir" denilir. Mekanı değiştirmek, ahlakı değiştirmeye göre daha kolaydır. Nice Allah için mekan değiştirenler olmuştur ki, benliklerine yerleşen hasletleri beraberlerinde gittikleri yerlere taşımışlardır.Ahlak aynı kalacaksa bedenin başka memleketlerde olmasına gerek mi var?
 Sahabe ile çağımızın arasındaki farktır kendini değiştirmek. "Neden sahabenin arzuladıklarını arzulayamıyoruz, neden sahabe gibi yaşayamıyoruz" sorularının cevabıdır kendini değiştirmek. Kırk yaşlarında iman eden Hz.Hamza, Hz.Ömer ile aramızdaki fark idi kendini değiştirmek. Ashabın iman anlayışı; imandan sonra yeni bir hayata başlamak, hiç bir cahiliyye kalıntısını üzerinde barındırmadan devam etmekti. Bizler ise imandan bu konuda nasiplenemeden, eski yaşantımızı vahye göre  tebdil ettirmeden İslam olduk diyoruz. Hayatımızı vahye göre şekillendirmek yerine, hayat tarzımıza göre vahiy uydurduk. Ayetlere göre yaşamak yerine, yaşantımıza göre ayetler aradık.

Ebu Cehillerin anladığı meseleyi bizler müslüman olduğumuz halde anlayamadık. Ebu Cehillerin, Utbe b. Rebiaların, As b. Vaillerin iman etmeme sebebi, Allahı inkar değil, Rasulullahı kabullenememe değildi. Onlar imanın hayatı değiştirmek demek olduğunun farkında idi. Kelime-i Şehadeti söylemenin kafi gelmeyeceğini, Muhammede Emin lakabının yanında Rasulullah demenin yeterli olmayacağını biliyorlardı. İman etmek demek, tüm değer yargılarını yıkmak ve vahyin değerlerine bürünmekti. Köle ile eşrafın arasındaki farkı kaldırmak, aynı safta namaz tutmak idi. İmanın insandan beklentilerini Ebu Cehiller kadar anlayamadık!

Alemleri değiştirmeye niyet edip kendimizi değiştirmeye kıyam etmez isek; dünyanın, davamıza boğun eğip secde etmesini beklememeliyiz. Bilhassa İslam davasını omuzlayanlar olarak, kendimizi değiştirmeden alemleri değiştiremeyiz. Nefsimizi yokluk toğrağına gömmeden, gömülmüş nefisler bekleyemeyiz. Haramlardan el etek çekmeden, haramlarla mücadele edemeyiz. Kendi nefsimizi kurtarmadan, nefisler kurtaramayız.......

Rabbim bizleri, her masiyetimizden  rahatsız olup kendini değiştirme gayretine girenlerden eylesin. Bizleri hatasını görmeden kendini mücahid/mücahide ilan edenlerden berii eylesin.


Yorumlar