“Ki insana takvayı da
fücuru da üfledik” buyuran, nefsin ayıplarını ve zaaflarını bilen Allah, her
bir zafiyeti bir ibadet ile değiştirmek ister. İbadetlerin maksadı Allah c.c’a
kulluk ile beraber, insanı kulluktan alıkoyan zafiyetleri gidermek, eksik
tarafları tamamlamak, yarım kalan kısımları onarmaktır. Emredilen farzların
hikmetleri teker teker ele alınırken sadece bedene faydası konuşulur oldu. Hâlbuki
bugün en çok konuşulması gereken husus; her ibadetin insanı ayrı bir yönden
cihada hazırlaması idi.
Allah c.c. insanı sorumluluklarla yaratmış ve bu
sorumlulukları yüklediği insanı eğitmeyi kendi üzerine almıştır. Şerefin ve
sorumluluğun verilmesi eğitimin gerekliliğini de beraberinde getirir. Fitne
kalmayıp din yalnız Allah’ın oluncaya kadar mücadele ile sorumlu kılınan insan,
artık bir mücahidin hazırlanması gibi hazırlanmalıydı hayata. Allahın eğitim
sistemi; askerlik sistemi gibi ömürde sadece birkaç ay talim ile tamamlanan
değil, mükellefiyetten ömrün sonuna kadar devam eden bir durumdur. Üstelik bu
eğitim sisteminden muaf olunacak bir mazeret de yoktur. Hastalar, yaşlılar,
erkekler/bayanlar, bizim nazarımızda çocuk olan fakat Allah indinde mükellef
sayılacak yaşta olanlar, körler, sağırlar, topallar, savaş halinde olanlar (güç
yettiği miktarda) kısacası toplumun her ferdi bu eğitimin talebesidir.
“Namaz, oruç, zekât, hac gibi her bir ibadet insanı bir
yönden eğitir ve cihada hazırlar. “ (Alparslan Kuytul Hocaefendi)
Allah, bir mücahitte olması gereken vasıfları, ibadetler
vasıtası ile kazandırır müslümana… Namaz insana disiplinli ve tembellikten uzak
olmayı öğretir. Cemaat ile namaz insana itaati öğretir. İmamdan önce hareket
etmemek, cihatta komutandan evvel hareket etmemek gibidir. Cihadın her safhası
sabır ve zorluklara göğüs germeyi gerektirdiğinden ötürü, bu haslet oruç ile
kazandırılır insana.. Candan geçmenin ilk basamağı olan maldan vermek, zekât
ile yerleştirilmeye çalışılır. Her bir ay, her bir ibadet insan için bir
öğretmen ise de bu öğretmenler içerisinde en etkili olan Ramazan ayını
yazacağız…
BİR MÜSLÜMAN İÇİN
RAMAZAN AYI NEDİR?
Ramazan ayı, Allahın
nefisler üzerindeki operasyonunun en yoğun olduğu aydır. Bu ayda sadece
açlık ile imtihan edilmez insan.. Uykuyu feda edememe, nafilelere gösterilen
tembellik, camiden uzak yaşama, dili kötü söz ile kirletme durumları da izale
edilir Ramazan ayı hürmetine…
Ramazan ayı, nefisle
cihad ayıdır. Nefislerine hâkim olamayanların, İslam’ı hâkim kılmak gibi
bir davadan bahsetmesi boş olta sallamak gibidir. Allah c.c. İslam’ın
hâkimiyetini, önce nefislerde ister. Nefislere hâkim kılınan İslam, gün gelir
evlerimize de, caddelerimize de, mekteplerimize de hâkim kılınır.
Ramazan ayı, insanı
cihada hazırlayan bir aydır. Allah c.c. cihadın zorluklarına alıştırmak
için bir antrenman kılar Ramazan ayını bizlere… Açlığa, susuzluğa, yorgunluğa,
uykusuzluğa Ramazan ayı içerisinde alıştırılır ki; yarınlarda Filistin’in,
Suriye’nin başına gelenler kimin başına
gelirse gelsin aynı direniş ve intifadayı gösterebilsinler diye… Aynı zamanda
Allah zaferi nasip ettiğinde insanoğlu kendisini hâkim kılmasın diye…
Ramazan ayı, koparıldığımız
Kuran’a dönme ayıdır. Kuran bilmeyenlerin öğrenmeye yöneldiği, bilenlerin
her gün bir miktar okumaya gayret gösterdiği aydır. Fakat bu ay içerisinde
yapılan yanlışlardan biri de sadece Rasulullahın Cebrail ile olan mukabelesini
örnek almaktır. Rasulullah s.a.v sadece Ramazan ayında Kuran hatmi yapmamış,
tüm hayatını Kurana hizmet ile geçirmiş, ömrünü O’nun hâkimiyetine, onun yasa
bilinmesine adamıştır. Bizler halkın bu halinden şikâyetçi olsak da yine de bu
hal bile bize ümit olmaktadır. Bilinçsizce dahi olsa Allah İslam’ın kurumasına
ve tamamen yok olmasına hiçbir zaman müsaade etmemiştir. Bilinçsizce kılınan
namazlar, tutulan oruçlar, okunan hatimler, İslam ağacının bu güne kadar
yaşamasını sağlayan ve nesilden nesile aktaran sağlam damarlar olmuştur. Allah
bu neslin torunlarından bilinçli nesillerle İslam’ı hakim kılacaktır, kim
bilir…
Ramazan ayı, eğitim ve öğretim ayıdır. Bu ay, olgunlaşma, gelişme
ve kültürel seviyemizi arttırma ayıdır. Davetçiler için kendilerini yenileme,
yenilenme, okuyamadıkları kitapları okumaya fırsat bulma, nefsi ve ameli
muhasebeye yönelme ayıdır. Meal üzerinde yoğunlaşma, akşamları ev halkına İslam
büyüklerinin hayatını okuma ve değerlendirerek nasihate kapı olma ayıdır bu ay…
Ramazan ayı,
evlerimizi birer medrese kılmak için fırsat ayıdır. Ev halkı ile cemaat olarak namaz kılma,
çocuklarımıza İslam’ı sevdirme, terk ettiğimiz değerlere dönme ayıdır bu ay…
Yılın diğer günlerinde yemekte dahi bir araya gelemeyen ailelerin buluştuğu,
ailevi değerlerin kuvvet bulduğu aydır Ramazan ayı…
Ramazan ayı,
pekiştirme ayıdır. Aile bağlarının, akraba ilişkilerinin, duyguların,
maneviyatın, Kuran okumalarının, fakirin halini anlamanın, kardeşliğin
pekiştiği aydır Ramazan ayı… Nafilelerimizin, teheccüdlerimizin, Allah için
yatağı/yorganı terk etme fedakarlığının her gün pekiştiği bir aydır Ramazan ayı… Bunca
ders ve ibretle beraber gelen bu ayda, dikkat edilmesi gereken hususlardan biri
de Ramazan sofralarımızın sadece zenginleri ağırlayan değil, fakirlere de ev
sahipliği yapan sofralar olmasıdır. Fakirin soframıza oturması kadar fakirin
sofrasına oturmak da mühimdir. Hatta bu Ramazan ayında SOFRALARIMIZ SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİ AĞIRLAMALI… Kardeşliğin gereği
de bu değil midir zaten?
Ramazan iradeyi
güçlendirme ayıdır. “Sigarasız yapamam” diyenlere, Allahın iradelerini fark
ettirdiği aydır Ramazan ayı… Kişi iradesinin farkına varmazsa şeytana yenilir.
Allah şeytana yenilmemek için orucu emreder.
Ramazan ayı
şeytanların bağlandığı gibi nefislerin de kullar tarafından bağlanması
gerektiğini öğreten aydır. Allah (tabiri
caiz ise) üzerine düşen görevi yapar, şeytanların bağlandığını haber verir.
Kula düşen de nefisleri bağlamaktır.
Şeytanların dahi
bağlandığı bu ayda şeytanlaşmış nefisler dur durak bilmiyor Allah’ım. Tüm
coğrafyada kanlar akmaya devam ediyor… Bizler iman ediyoruz ki ; bu ayda yapılan
sevaplar bize kat kat dönecekse de
günahlar da kat kat dönecektir. Mazlumun bedduası da kat kat yükselecek
Rahman’a… Zalimin zulmü de yazılacak kat kat Kahhar olan Allah’ın katında…….
Yorumlar
Yorum Gönder