AYETLER
- · "Ve kalplerinin arasını sevgi ile birleştirdi. Yoksa yeryüzünde ne varsa hepsini harcasaydın, yine onların kalplerini birleştiremezdin. Fakat Allah, onların arasını sevgi ile birleştirdi..." (el-Enfal, 8/63)
- · İnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır. Meryem Suresi), 96. Ayet
- · "Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa Allah'tan ilişiği kesilmiş olur. Ancak onlardan sakınma haliniz müstesnadır. Allah size kendisinden korkmanızı emrediyor. Nihâyet dönüş Allah'âdır." (Âli İmrân, 3/28)
- · "Ey iman edenler! Sizden olmayanı dost edinmeyin. Onlar sizi şaşırtmaktan geri kalmazlar. Sıkıntıya düşmenizi isterler. Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır; sinelerinin gizlediği ise daha büyüktür. Size âyetlerimizi açıkladık, eğer düşünürseniz." (Âli İmrân, 3/118)
- · "Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah, size âyetlerini böyle açıklar ki, doğru yolu bulasınız."(Âl-i İmran, 3/103)
- · Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah'tan korkup sakının umulur ki esirgenirsiniz" (el-Hucurat 49/10)
- · "... Hiç kuşkusuz, Allah katında en üstün olanınız, takvaca en ileride olanınızdır..." (el-Hucurat, 49/13).
- · "Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, kendilerine hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı da içlerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin cimri ve bencil tutkularından korunmuşsa, işte onlar, felah bulanlardır"(el-Haşr, 59/9)
HADİSLER
·
Hiçbiriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi
için istemedikçe iman etmiş olamaz *
[Buhârî – Müslim]
·
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez,
onu düşmanına teslim etmez. Kim, mümin kardeşinin bir ihtiyacını giderirse
Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa,
bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir
müslümanın kusurunu örterse, Allah da Kıyamet günü onun kusurunu örter
[Buhârî – Müslim ]
·
İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi
sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız *
[Müslim – Tirmizî ]
·
Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset
etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin ey Allahın kulları, kardeş olun. Bir
müslümana, üç günden fazla din kardeşi ile dargın durması helal olmaz.
[Buhârî]
·
“Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez,
onu (zalimlere de) teslim etmez. Kim, din kardeşinin bir ihtiyacını giderirse,
Allah da onun ihtiyacını giderir…”
(Buhârî, “Mezâlim”, 3; “İkrah”,7;
Müslim, “Birr”, 58;Tirmizî, “Hudud”,3.)
·
“Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple
Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n
kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter…”
(Buhârî, “Mezâlim”, 3; Müslim,
“Birr”, 58.)
·
“Müminler birbirini sevmede, birbirlerine karşı
sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı
çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş çekerler.”
(İbn Hanbel, IV, 271; Buhârî,
"Edeb", 27; Müslim, “Birr”, 66.)
·
Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre
Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: «Cennetin kapıları, Pazartesi ve Perşembe
günleri açılır. Din kardeşi ile arasında düşmanlık olan kimse hariç Allah'a hiç
bir şeyi eş koşmayan her kul bağışlanır. “Bu iki kişiyi aralarında anlaşıncaya
kadar bekletiniz, barışıncaya kadar bekletiniz! denilir.»
(Muvatta, “Husnu’l-Hulk”,4;
Müslim, “Birr “, 35; Tirmizi,” Birr”, 76; Ebu Davud, “Edeb”, 47.)
Ebü’d-Derdâ (r.a.)Resûlullah
(sav)’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:
·
“Kim gıyabında bir din kardeşi için dua ederse,
mutlaka melek ona, aynı şeyler sana da verilsin, diye dua eder.”
(Müslim, “Zikir”, 86. Ayrıca bk.
Ebû Dâvûd, “Vitir”, 29.)
·
“Müslüman, hasta kardeşini ziyaret ettiğinde
dönünceye dek cennet bahçelerinde demektir.”
(Müslim, “Birr”, 41; Tirmizî,
“Cenâiz”, 2)
·
Ebû Kerîme Mikdâd İbni Ma’dîkerib radıyallahu
anh’den rivayet edildiğine göre Nebi (s.a.s.)şöyle buyurdu: “Din kardeşini
seven kişi, ona sevdiğini bildirsin!”
(Ebû Dâvûd, “Edeb”, 113 ;
Tirmizî, “Zühd”, 53)
·
“….Kul din kardeşine yardımcı olduğu sürece,
Allah da onun yardımcısı olur…” (Ahmed b. Hanbel, II,252; Müslim, “Zikir”, 38;
İbn Mâce, “Sunne”, 17; Tirmizi, “Hudud”, 3)
İMAN VE KARDEŞLİK / ADANA
KONFERANSINDAN NOTLAR
İnsanların yıllarca aşiret kavgaları yaptığı, kardeşliği
unuttuğu, aynı ırk içinde dahi kavgaların olduğu bir dönemde Allah peygamberi
gönderdi. Çünkü yolu doğrultmak ve kardeşliğin esaslarını göstermek Allah’ın
üzerine aldığı meseledir.
Kardeşliğin olmadığı toplumlarda medeniyet de gelişmez.
Hristiyanlık dünyası bilimi dinin önüne geçirdi. Oysa din bilime de yön
vermeliydi. Dinden uzaklaştıkça insanların muhabbeti de kalmadı . Hakiki iman
olmadığı müddetçe toplumda kardeşliği korumak mümkün değildir. İmanı kaldırınca
onun yerine koyacak başka çimento bulamazsınız. Dini kaldıranlar, yıllarca din
ile mücadele edenler, ırkı çimento
olarak gördüler. Kendi ırklarından olmayanları kendilerine benzeteceklerini
zannettiler. Tarih gösterdi ki onların çimento diye topluma sundukları ırkçılık,
toplumları daha çok böldü. Halbuki Allah toplumu bir arada tutacak bir çimento
göndermişti.
“Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir
dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere
ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok
sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.” (
Hucurat 13 ) diyordu. Allah övünesiniz diye değil, tanışasınız diye sizi kabile
kabile ayırdık der. Allah c.c isteseydi tüm insanları tek bir Adem ile Havva’dan
yaratmazdı. .Böylece tüm insanlar ayrı
soydan gelirdi ve kardeşler arası evlilik de gerçekleşmemiş olurdu. Bir anneden
babadan insanlar yayılsın daha sonra ırkçılık olmasın diye, benim atam daha
üstündür denmesin diye Allah kardeşlerin evlenmesine razı oldu da ırkçılığa
razı olmadı. İsteseydi çok kadın çok erkek yaratırdı. Fakat insanlar yine de
ırkçılık yapmaya devam etti ve kardeşliği bitirdiler.
“Irkçılığa (asabiyyeye) çağıran Bizden değildir; ırkçılık
için savaşan Bizden değildir; ırkçılık üzere, asabiyye uğruna ölen Bizden değildir"
(Kaynak: Müslim, imare, 53)
“Arabın arap olmayana
ütünlüğü yoktur. Arap olmayanın da arap olana ürtünlüğü yoktur. Allah katında
üstünlük ancak takva iledir. “Üstünlük ancak takvadadır. Kuran da hadis de bu
noktaya temas eder.
Siz İslam’ı kamil bir şekilde fert halinde yaşayamazsınız.
Kamil mümin olmak için, İslam fert olarak yaşanamaz. İslam’ın emirlerinin hemen
hemen hiç biri fert ile alakalı değil, toplum ile alakalıdır. Siz İslam’ı fert
olarak yasadığınızdan daha mükemmel bir şekilde cemaat halinde yaşayabilirsiniz.
Cemaat halinde yaşadığınızdan daha mükemmel bir şekilde devlet halinde halinde yasayabilirsiniz. İslam’ı devlet olarak
yasadığınızdan daha mükemmel bir şekilde ümmet halinde yaşayabilirsiniz. Ümmet
olmadan İslam’ı tam anlamıyla yaşamanız mümkün değildir. Allah ümmet olalım diye yarattı, ırk olalım,
ulus devletleri diye kuralım diye değil. Ümmet olarak yarattı sizi, ırk
devletleri kurun diye değil…. Bir anne babadan yaratılmanın sebebi kimsenin kimseye
üstünlük taslamaması içindi...
Allah katında takva sahibi kim ise o üstündür. Alim ve
halife olan Hz.Ömer kendisi kadar ilmi olmamasına rağmen takvası ile meşhur olan Ebu Zer’e “takva
nedir” diye sorar . Hz. Ömer ona hocalık yapacak ilimde olmasına rağmen takvayı
ona sorardı. Ebu Zer ise “ Deve dikeni ile dolu olan tarlada yürümektir “
cevabını verir.Bu kadar hassas ve dikkatli olmak, takvadır. “Biz bir harama
girmek korkusu ile 70 mübahı terkederdik, Belki yanlış olur diye şüpheli işlerden
uzak dururduk” diyen ashap üstündür. Takva olan üstündür.
Türkün Kürtten üstünlüğü yok. Kürdün de Türkten üstünlüğü
yok. Hiç kimsenin de üstünlük iddia etmeye hakkı yok.
Allah Müslümanlara imanın ne olduğunu, iman edince nelerin
değiştiğini anlatıyordu. İman adamı değiştirir. Adamı değiştirmeyen iman, iman
değildir. Allah fikirlerin değişmesini istemiyor sadece , hayatın da
değişmesini istiyor. Fikirleri değiştirmek kolay, hayatı değiştirmek zordur. Sahabe
neslini sahabe nesli yapan ve tarihe geçiren sebep şu : onlar ilim sahibi olalım
diye Kuran okumuyordu, bilgi sahibi olmak için de okumuyorlardı. Onlar bir
gecede Kuranı hatmetmiyordu. Onlar bir sureye başladıkları zaman hedefleri
surenin sonuna varmak değildi. Onların hedefi Kuranı anlamak idi. Onlar bir
ayet okudukları zaman yaşamadan diğerine geçmiyorlardı. O neslin ortaya
çıkmasında bu önemli bir faktördü.
Sadece Rasulullah’ın onların hocası olması faktör değildi. Bugün
Rasulullah aramızda olsaydı bile eğer Kuranı o şekilde okumasaydık, bizden
Ebubekir de çıkmazdı Ömer de Ali de . O neslin o hale gelmesi imanı hakikiye
ulaşmasındandı …
Allah hakiki imana ulaşmaları için peygamber ile bir yol
gösteriyordu. Tüm peygamberlere çobanlık yaptırıldı. Bir müddet yalnız bırakıldılar,
kalplerine hakiki iman girsin diye,
kainat kitabını okusunlar diye… Kaınat kitabını okuyanlara Allah başka kitaplar
verdi. Hz Musaya İsaya Muhammede kitaplarını verdi.kainat kitabını okuyanlar,
Allah’ın ikinci kitabını da anlayabilirler. Birinci kitabı okumayanlar ikinci
kitabı anlamayacaklardır. Allah’ın kainatı ile irtibat kuramayanlar Allah ile
irtibat kuramayacaklardır. Allah ile irtibatı olmayanların birbirleri ile de
irtibatı olmayacaktır.
Allah’ı sevmeyen Allah yolunda mücadele edemez. Allah sizin kalbinizde hangi makamda ? Hakim
makamında mı ? Sanık makamında mı? Allah’ı hakim makamına koymayanlar
kendilerini hakim makamına koyacak ve firavunlaşacaklardır. Firavunların
firavun olma sebebi budur, Allah’ı koymaları gereken yere koyamamak, inanmaları
gerektiği gibi inanmamaktır. Onlar hükmeden bir Allah’a değil sadece yaratan
bir Allah’a inanıyorlardı. Bir şeyin sahibi kimse Onun dediği olmalı . Dünya Allah’ın
dünyası ise O’nun dediği olmalı .
“Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, bölünüp ayrılmayın” ayeti
inince hablullah nedir diye sordular. Rasulullah “O Kurandır” dedi. Allah’ın
ipine sarılmazsanız kendi aranızdaki problemlerden de kurtulamazsınız . Allah’a
ve Rasulune iman edilmediği takdirde problemler bitmeyecek, o zaman birbirinize
düşmeye başlayacaksınız. Kuran ipine sarılmayanlar birbirlerine düşeceklerdir.
“Hep beraber” sarılacaksınız. O ipe hep beraber sarılınca o zaman onda birlik
beraberlik olur bölünmezsiniz. Türkiyenin yönünü batıya çevirenler, kıble
olarak batıya yönümüzü çevirenler, SİMDİ BİZİ BÖLMEYE ÇALISANLARIN ONLAR
OLDUGUNU GÖRÜYORLAR. Allah bir ip sarkıtmıştı halbuki. Allahın razı olduğu
medeniyeti kursaydık eğer, işte o zaman ırk kavgaları olmayacak, herkese hakkı
verilecek, bu şekilde kafire de koz verilmiş olmayacaktı.
Kafir şuanda tarihte olduğu gibi yine bozmak istiyor. 1. Dünya
Savaşı öncesi ümmet vardı, 1. Savası sonrası ümmet dağıldı, ırk esasına dayalı
ulus devletleri kuruldu. Aynı ırktan olanlar bile bölük pörçük oldular. Ümmeti
bölmenin ötesinde ırkları da böldüler. Şimdi aşiretleri de bölmek istiyorlar.
Müslümanlar bölünmekten kurtulmak istiyorlarsa İslam’a sarılmaktan başka çare
yoktur.
Eğer kardeşliğin devam etmesini istiyorlarsa, yıllardan beri
savaştıkları İslam’a sarılmak zorundalar . İmanla, islamla, başörtüsü ile savaştılar
yıllardan beri…İslamdan başka çimento bölünmeyi engellemeyecektir.
Bu milletin kutsalı iki tanedir. Kutsalı olmayanlar
insanları bir arada tutamazlar. Türklük kutsal olamaz. Araplık kutsal olamaz.
Kürtlük kutsal olamaz. Çünkü sonuçta hepsi aynı anne babadandır. Hiçbir zaman
ırkçılığın mantığı bulunamamıştır. Neden 10 göbek geriye gittin de 50 göbek
geriye gitmedin belki de arapsın ? Irkçılığın mantığı var mı ?
Allah Ali imran suresinde bir çok ayetinde Müslümanların bir
arada kalabilmeleri için bize çareler göstermektedir. Evs ve Hazrec 120 sene harp etmişlerdi.
Aralarına büyük bir düşmanlık girmişti, barışmaları mümkün değildi. Allah
onları İslam ile barıştırdı. Yahudilerden Hemmas adındaki hain Evs ve Hazrecin
güzelce sohbet ettiğini görünce “ vallahi bunlar böyle kardeş olduğu müddetçe
buralarda sözümüz geçmez” demişti. Bir genci onların arasına gönderdi ve
savaştıkları yılları onları hatırlattırıp savaş şiirleri okuttu. Genç onun
dediğini yaptı.Bunun üzerine onlar yeniden eski günlerini hatırladılar ve
ırkçılık damarları kabarmaya başladı. Yahudi hedefine varmak üzereydi.
Rasulullah geldi ve “ben aranızda olduğum halde cahiliyeti adetini mi
sürdüreceksiniz” dedi ve ağlamaya başladılar, hatalarını anladılar. Bunun şeytan
ve Yahudi oyunu olduğunu hatırladılar.
Yahudi o gün de aynıdır bugün de . O gün de aynı oyunları
oynadılar , bugün de . Ayette eger Yahudi ve Hristiyanları dost edinirseniz
sizi imanınızdan sonra kafir yapmak isterler buyurur.
Bu ümmet “insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet” iken,
beşeriyete kumandan olarak gönderilmiş iken bu ümmet başka ümmetlere kuyruk olmak
için gönderilmedi. En hayırlı olanlar hayırsız olanlara itaat edebilirler mi? Üstün
olanlar aşağılık olanların kriterlerini alabilir mi? Bu ümmetin elinde Kuranın kriterleri var iken
Kopenhag kriterlerini alailir mi ? Kopenhag kriterlerini kabul etmek demek Kuranın
kriterlerini reddetmektir. Kuran ile bir yere varamıyoruz demektir.
İslam alemini nasıl bölmek istiyorlar ? islam aleminde öyle
meseleler ortaya attılar ki 14 asır evvel halledilmiş olan ihtilaflı meseleleri
ortaya atmakla Müslümanları bölmeye çalışıyorlar . Oryantalistler ; bunlar
geçmişte Müslümanları hangi meseleler böldü parçaladı ise yeniden o meseleleri
ortaya atıyorlar. Mezhep kavgaları çıkarmaya çalışıyorlar.
Kutsalınız olmalı. İnsanları bir arada tutmak için kutsala
ihtiyaç var. Demokrasi kutsal mıdır?
Türkçülük kutsal mıdır ? Kutsal olmayanalar toplumları bir arada tutamazlar . Ayet
hadisten daha kutsal bir şey söyleyin bana ?
Ümmet olmanın manasını unutmaya başlayanlar, ümmet olmanın
faydalarını göremeyenler, ulus devletleri kurmaya başladılar. Avrupa AB ile ümmetleşiyor,
bir araya geliyor, tüm Hristiyan ülkeler bir araya geliyor, Avrupa ümmeti
oluyorlar ama Müslümanlara ulus devleti öneriyorlar. Kendileri ortak ordu,
ortak anayasa hazırlar iken, hudutları, pasaportları kaldırır iken , ortak
standartlar, kriterler meydana getirirken müslümanların da ulus devleri
olmalarını sağlıyorlar .Müslümanların bundan kurtulması için evvelki müslümanların
kardeşliğini anlamaları gerekir.
Ashap kardeşlikte örnek oldu. İkrime Uhud savaşında
peygamberle savaştığı halde Mekkenin fethinde iman edince peygamberimiz onu
bağrına bastı. İkrime Suheyl ve Haris Yermuk Savaşında ölmek üzere iken dahi
suyu birbirlerine gönderdiler….
Ümmetin yeniden ayağa kalkabilmesi için, bu kardeşliği
anlaması lazım . Ashap, nefsi zor durumda olsa bile kardeşlerini kendi
nefislerine tercih ederlerdi. Hakiki iman ile iman etmek budur. Çocuklarını
erken yatırıp yemeği paylasan sahabe gibi…Hakkında ayet gelen sahabe gibi… "Kendilerinden
önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise,
kendilerine hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı da
içlerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile
(kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin cimri ve bencil
tutkularından korunmuşsa, işte onlar, felah bulanlardır"(el-Haşr, 59/9)
Evs ve Hazrec İslam nimeti sayesinde kardeş oldu.Kuranın
dediği gibi bir çukurun kenarında idiler, onların arasını bulmak imkansızdı,
Allah onların arasını bulmadı mı ? Müminlerin kardeş olması rahmet değil mi ?
Öyle hadiseler oldu ki bunu bir peygmberden ve kutsal
mesajdan başka kim başarabilir. Hiçbir kanun kardeşliği oluşturamaz, kardeşlik kanun
ile olacak iş değildir, bunu ancak vahiy başarır.
Peygamberimiz Medineye gidince muhacir ensarı kardeş yaptı. Abdurrahman
b. Avf ile Sad b. Rebi kardeş ilan edildi. Sad Abdurrahman’a “malımın yarısı
senindir, benim iki hanımım var bak hangisini istersen onu boşayayım onunla Allah’ın
emri işe evlen” demişti. Bunu vahiyden başka ne başarabilir? Kim bunu öğretebilir?
Kim insanlığı bu noktaya getirebilir ?
Yorumlar
Yorum Gönder